Bundan yıllar önce ilk boyamalarımda sadece iki konum vardı. Birincisi bir manzara resmi. İkincisiyse ev çizimim. Evi dışardan çizer ama çizim yaptığım açıdan normalde tam karşımda olması gereken duvarı çizmezdim. Şeffaf bir ev düşünün. Çok basit eşyaları olurdu ve mutlaka tepeden sarkan bir ampul.
Ekteki fotoğraf çalışmamda bunun tam tersinini gerçekleştirdim. İçeriden dışarı doğru baktığımda koca bir ampul olmasa bile, ortamı aydınlatan ışık kaynağının tüm objelerin tepesinde olduğunu görüyorum...
Zaman değişti... Artık hiç bir şey anılarımdaki gibi değil...
Bana ait bir alan... Belki soluduğum havanın hakkını vermek, bir şekilde varoluşumu bir şeylere dayandırmak gibi bir şey bu... Beynim kayıt cihazı ve yaşadığım her şeyi an ve an kaydediyor ama ne yazıkki ben o kayıtlara geri dönmeyi en azından şu ana kadar yüklenmiş olan datayı geriye dönük olarak işlemeyi bilmiyorum... eğer ki bir gün o kayıtlara ulaşmayı başarırsam işte o zaman kendime has en güzel senaryoyuda hazırlamış olacağım...yoksa bu düşünceyle hazırlamış mı oldum?
29 Ekim 2012 Pazartesi
Boş bir çalışma / Dünyada Bom boş işler..
Hiç bir amacı olmadan karalanan bir çalışmanın bir estetiği olabilir mi?
Hayatımın bir anını, bu karalama için heba etmem doğru mu?
Amaç aslında aslında ağzına kadar dolu olan beyin boşaltma işleminden mi Kaynaklı?
Hayatımın bir anını, bu karalama için heba etmem doğru mu?
Amaç aslında aslında ağzına kadar dolu olan beyin boşaltma işleminden mi Kaynaklı?
Böyle anlar için, kafa boşaltma ve zihinsel rahatlama için yapılacak daha iyi bir şey var mı?
Gerçekten de kaşığın gerçekten olmadığı bir dünyada bom boş işler için mi yaşıyoruz... Bu düşünce aşağıda yaptığım işi yüceltiyor, Bom boş bir dünyada boş bir iş...
Gerçekten de kaşığın gerçekten olmadığı bir dünyada bom boş işler için mi yaşıyoruz... Bu düşünce aşağıda yaptığım işi yüceltiyor, Bom boş bir dünyada boş bir iş...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)